Covid-19 sonrası Toplu Alanlarda Yaşam – AVM’ler ve Havalandırma Sistemleri

Covid-19 sonrası Toplu Alanlarda Yaşam – AVM’ler ve Havalandırma Sistemleri

Dünya Salgın Hastalıklar Tarihçesi

Gezegenimizin her noktasını diğer canlılarla paylaşıyoruz. Bunların arasında mikroskobik ölçekte olan bakteriler, mikroplar ve virüsler de var. Aralarında; yediklerimizin oluşmasını sağlayanlar ve bize faydalı olanlar da bulunuyor ancak sonumuzu getirebilecek olanları da…

Şu anda bile vücudunuzun üzerinde, ellerinizde ve ağzınızın içerisinde kötü huylu bakteriler ve mikroplar var. Örneğin ölümcül stafilokok bakterisi taşıyor olma ihtimaliniz yüzde 25. Bu bakteri size zarar vermeyebilir fakat bir başkasından alırsanız hayatınızı kaybedebilirsiniz.

Bağışıklık sistemimiz ve günümüz tıbbının imkânları çoğu zaman bizi korumaya yeterli oluyor ancak bu mikro organizmalar bizden çok daha uzun süredir dünyada yaşıyor ve dayanıklı olup soylarını devam ettirmek konusunda bizden daha kararlı ve istikrarlı görünüyorlar. Elbette insanoğlunun hayatta kalma azmi de küçümsenemez. Büyük kayıplar verilse de insanoğlu bugüne kadar başına gelen en korkunç salgınları atlatmayı başardı.

İşte insanlık tarihini şekillendiren en ölümcül salgın hastalıklar:

salgın önlemleri2019 yılı sonuna doğru Çin’de ortaya çıkan ve Covid19 olarak adlandırılan virüsün dünyada neden olduğu ölüm sayısı ise 317 bini aşmış durumdadır.

 Gelişen bilim ve teknolojiyle birlikte tehlikeler en aza indirildi mi?

Yeni yapılan bilimsel araştırmalar gösteriyor ki dünyamızın salgınlarla olan mücadelesine ait döngüsü devam edecek gibi görünüyor.

Gelişen bilim birçok hastalıkla mücadeleyi eskisinden daha fazla başarılı kılsa da gelişen teknoloji ve buna paralele artan enerji ihtiyacımız, artan karbondioksit salınımı nedeniyle yüzyıllardır buzullar ve donmuş toprak tabakası içinde etkisiz duran bakteri ve virüsler, bu küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişikliği ile ısınan yeryüzünde yeniden tehdit oluşturabilir.

Yani bilimsel gelişmeler hayatta kalma olasılığımızı arttırırken, enerjiye olan açlığımız nedeniyle diğer yandan kendi sonumuza da hazırlıyor olabileceğimizi söylemek hayalperestlik değil… Bu korkunun boşa olmadığını evrendeki farklı gezegenlerde yaşamımıza uygun ortamlar bulmak ve burada kolonileşmek için yapılan çalışmalarda görebiliriz.

Resim- İklim değişikliği sonucu binlerce yıldır donmuş topraklar ve buzullar erimeye başladığı için bugün eski virüs ve bakterilerin yeniden canlanması ihtimali oldukça yüksek.

 Bu durum, Sibirya’da 75 yıl önce şarbondan ölen bir geyik cesedinin çözülen buzlar nedeniyle yüzeye çıkmasıyla da örneklendirile bilinir. Şarbon bakterisi toprağa ve suya karışmış, bölgedeki iki bin geyiğe hastalık bulaşmıştı.

Diğer bir örnekte ise araştırmacılar Alaska’nın tundralarında 1918 İspanyol gribi virüsünün kalıntılarını buldu. Bubonik veba ve çiçek virüslerinin de Sibirya’da gömülü olma ihtimali var.

Buzda donmuş halde duran bakterilerin hayata dönmesinin ilk örneği değil. NASA araştırmacıları 2005’te Alaska’da 32 bin yıldır donmuş olan bir bakteriyi canlandırmayı başarmıştı. Mamutlar döneminde hayatta olan bu bakteriler buzlar çözülünce yeniden hareket etmeye başlamıştı.

İşin özü dünyamızdaki değişimler farklı tip olasılıkları tetikleyebilir; yani düşünsenize dinozorları hasta eden grip mikrobu bizlere de bulaşabilir. Neyse felaket senaryosu tadındaki bu konudan artık çıkalım isterseniz!

Makro ölçekli olarak hastalıkların bulaşması ve kullandığımız teknolojiler arasında ilişki nedir?

Enerji talebimizin dünyamızda ne gibi iklimsel değişikliklere neden olabildiğine bir önceki paragrafta değinmiştik. Bilim ve teknolojideki gelişmeler sonucunda ortaya çıkan küreselleşme, ülkeler arasındaki fiziki sınırların kalkmasına neden olmuştur.

Seyahat alanındaki teknolojik gelişmeler nedeniyle dünyanın bir ucundan diğerine saatler içinde ulaşmamız mümkün. Diğer açıdan bakıldığında Covid19 vakasında olduğu gibi ortaya çıkan bazı hastalıkların kısa sürelerde tüm dünyaya nasıl yayılabildiğini maalesef yaşayarak gördük.

Mikro ölçekli olarak hastalıkların bulaşması ve kullandığımız teknolojiler arasında ilişki nedir?

Hastalıkların hava yoluyla bulaşma potansiyeli genel olarak bilinmekte, ancak hangi hastalıkların öncelikle hava yoluyla, hangilerinin kısa mesafeli damlacıklar yoluyla, hangilerinin doğrudan veya dolaylı temas ya da bir veya birden fazlasının kombinasyonu olarak yayıldığı konusunda belirsizlikler devam etmektedir.

Havalandırma ve hava akışı uygulamaları, sadece belirli hastalıkların bulaşmasını kontrol altına almada etkilidir. Binalarda uygulanabilen çok çeşitli havalandırma ve hava akış uygulamaları vardır.

Şu sıralarda tartışılan ve herkesin bir yorum yaptığı AVM, ofis kulesi, konut, hastane, okul vs. gibi ticari veya kurumsal gayrimenkullerde birçok teknolojik sistem “konfor şartlarımızı” sağlamak amacıyla tasarlanmış ve tesis edilmiştir. Doğru kurgulanmadıklarında veya doğru işletilmediklerinde birçok hastalıklara neden olabilecekleri bilinmektedir.

İklimlendirme sistemleri nedir? Nasıl Çalışır?

İçinde yaşadığımız tüm binalarımızdan bazı beklentilerimiz var. Güvenlik, konfor ve işimizi kolaylaştırması vb.

Güvenliğimizi yangın algılama ve koruma sistemleri, dikey yapılarda katlara çıkmamızı sağlayan asansör gibi aktarma sistemleri, ısıtma/soğutma/havalandırma gibi “konfor” beklentilerimizi sağlayan iklimlendirme sistemlerimizi neredeyse her binamızda görmek mümkün.

Günümüzde geliştirilen bu cihazların yüksek enerji tüketimleri nedeniyle,  enerjinin verimli kullanımı tasarım aşamalarında özen verilen bir konudur. Ticari binaların yıllık enerji tüketimlerinin %30 ila %60’ı nı bu cihazlar harcamaktadır.

Örnek üzerinden gitmek gerekirse AVM’lerde ortam havasını şartlandırmak için klima santralleri kullanılmaktadır. İngilizce’de AHU (Air Handling Unit) olarak adlandırılan bu cihazlar binadaki hava sirkülasyonunu ve ısıl konfor taleplerimizi karşılar.

Bir ticari binanın yakınından geçerken çoğumuzun gördüğü,  görüp de ya bu cihazlar nedir diye iç geçirdiğinizi tahmin edebilirim. Aşağıdaki resimde gördüğünüz cihazlardır klima santralleri. Tasarımına göre;


  • %100 taze havalı,
  • %100 taze havalı + ısı geri kazanımlı,
  • Karışım havalı gibi

türleri bulunmaktadır.

Resim- Klima santrali

Resim- Karışım havalı klima santrali tip açıklaması

Klima Santrali Otomasyonu

İklimlendirme işlemlerinin uygulandığı ortamların ihtiyaçları; mevsime zamana, kullanım amacına, dış ortam şartlarına, bina yapısına bağlı olarak gün içerisinde farklılıklar gösterebilmektedir.

Bu farklı çalışma durumlarına göre ortamda istenen konfor şartlarının yakalanması, kontrol altında tutulabilmesi ve sürekliliğinin sağlanması için klima santrallerinde otomasyon sistemlerinin kullanılması gerekmektedir. Konfor şartlarının sağlanmasının yanı sıra enerjinin de verimli kullanılması çok önemlidir.

Klima santrali otomasyon sistemleriyle;

-Yangın senaryosu ile acil durumlarda yüksek güvenlik önlemlerinin uygulanabilmesi,

-Ortam şartlarında hassas kontrolün yapılması ve sürekliliğinin sağlanması,

-İhtiyaç duyulan miktar kadar güç tüketimi yapılarak enerji tasarrufu sağlanması,

-Mevsim geçişlerinde avantajlı dış havadan (free cooling) yapılıp enerji tüketiminin minimum seviyede tutulması,

-Belirlenen kontrol ve alarm noktaları ile klima santrallerinin sürekli izlenebilmesi, önlem alınması, periyodik bakımlarının zamanında yapılması ile cihaz ömrünün uzaması,

-Filtre kirliliğinin izlenmesi ile doğru zamanda değişimlerinin yapılması,

-Donma termostatı ile sulu bataryaların  (eşanjörlerin) kışın soğuktan etkilenerek delinmesinin önlenmesi,

-Sulu bataryalarda  (eşanjörlerde) iki veya üç yollu vana kontrolü ile kapasite kontrolünün yapılması,

-Gazlı batarya (eşanjörlerde) elektronik genleşme vanası kontrolü ile kapasite kontrolünün yapılması,

-Frekans invertörü ile motor devrinin değiştirilmesi ile değişken ya da sabit hava debisi kontrolü yapılması,

-Damper motoru kullanımı ile hava damper açıklıklarının on/off ya da oransal olarak kontrol edilebilmesi,

-Zamanlama programları ile klima santralinin çalışma zamanlarının saatlik, günlük haftalık planlanabilmesi işlemleri gerçekleştirilebilmektedir.

Klima santrali otomasyonu nasıl çalışır?

Resim- Karışım havalı klima santrali otomasyon ekran resmi

Yukarıda gösterilen ekran alıntısı gerçek bir binadan alınan “klima santral otomasyon sistemi” ekran resmidir.

A bölümü    ; dışarıdan alınan şartlandırılmamış taze hava

B bölümü    ; şartlandırılmamış ve içeriye servis edilen üfleme havası

C bölümü    ; bina içinde sirküle olduktan sonra geri dönen hava

D bölümü    ; enerji verimliliği şartları uygunsa devreye alınan karışım havası

E bölümü    ; dışarıya atılan egzoz havası

Ciddi mühendislik bilgileriyle tasarlanan ve donatılan bu sistemler “her ticari binada” bulunmaktadır. Amaç A noktasından alınan havanın ısıtma/soğutma sistemleriyle şartlandırılması, B noktasından binaya gönderilmesi ve “enerji verimliliği hesaplarıyla” en avantajlı seçim neyse D ya da E noktasına yönlendirme esasına dayanır.

D ve E noktasında bir seçim yapma nedenimiz ekran resminde siyah kutular içerisinde işaretlenmiş; A kısmının hemen altındaki 28,9 oC dış hava sıcaklığı ile C noktası altında belirtilen ise binadan dönen havanın sıcaklığıdır. Otomasyon sistemi bu sıcaklıklar arasındaki farkı kıyaslar ve “A” – “E” – “D” kısımlarındaki hava damper motorlarıyla içeriye alınacak havanın miktarını oransal olarak ayarlar. Bunu yapmadığımız zaman ise dış havadaki yüksek sıcaklıktaki havayı soğutmak için daha fazla enerji harcamamız gerekecektir.

Otomasyon sistemlerinde enerji verimliliği ile konfor parametreleri arasındaki hiyerarşi tamamen iç hava kalitesine bağlıdır. Enerji verimliliği için iç havayı karıştırırken eğer hava “yarı kirlenmiş” hale gelirse otomatik olarak bu çalışma şekli %100 taze havalı hale getirilir. Bunu yapmamızı sağlayan özel CO2 (karbondioksit) ve VOC (Volatile Organic Compounds) sensörleri bu sistemlerde kullanılmaktadır.

Şimdi AVM’lere gidelim mi gitmeyelim mi?

Öncelikle her kişi AVM’ye gidip gitmemekte serbesttir ancak; bu yerlerdeki risklerin gerçekçi bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bireysel önlemlerin yanı sıra özellikle Covid19’un ana gündem olduğu bu günlerde AVM’lerin alacağı basit ve gelişmiş önlemlerle değinmenin faydalı olacağını görüyorum.

Zira virüslerin hava yoluyla ve doğrudan temas ile bulaştıkları bilimsel ve klinik deneylerde belirtiliyor. Ancak havalandırma sistemleriyle bulaşma olduğuna dair kesin bir tespit ve gözlem olmamıştır. Tabi bu durum bunun olmayacağına da işaret değildir. Gerekli önlemlerin alınması her ne kadar içimizi rahatlatsa da hayatta risk her zaman vardır.

Bu nedenle kişisel olarak alınacak önlemleri şu şekilde sıralayabilirim;

Kişisel Önlemler
Hasta olduğunuzda evde kalınız
Su ve sabunun olmadığı durumlarda alkol bazlı el temizleyicileri kullanınız.
Hapşırırken ve öksürürken ağzınızı dirseğinizin iç kısmıyla kapatınız.
Ellerinizi yıkamadan gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmaktan kaçınınız.
Yaşlı ve kronik hastalarla yakın temastan kaçınınız.
Ortak dokunma yerlerini mecbur olmadıkça kullanmayınız. (yürüyen merdiven kolu vs.)
Maske takınız.

AVM Yönetimlerinin ise kurumsal olarak alabileceği önlemler ise sorumluluk ve teknolojik yatırımlar gereksinimiyle biraz daha fazla. Alınabilecek önlemleri ise şu şekilde sıralayabilirim;

Kurumsal Önlemler
a)     Kimyasal Dezenfekte
– İnsan teması olan tüm alan ve yüzeylerin detay temizliği ve dezenfeksiyonu
– Dezenfekte kabinleri gibi arındırma sistemleriyle dezenfekte
b)     Koruyucu Önlemler
Filtre bakımı ve temizlikleri
Otomasyon sistemlerinin nokta ve fonksiyon testlerinin (bakımlarının) yapılması
Mekanik sistemlerin etüt edilmesi (klima santral hava damperlerinin saha testleri)
HVAC sistemlerinde ultraviyole (UV-C) uygulamaları,
Mahallerde kullanıma uygun lokal ultraviyole (UV-C) uygulamaları,
c)      Ölçme ve izleme sistemleri
Temassız termal infrared tipte lokal vücut sıcaklık ölçerler,
Termal kameraların tesis edilmesi,
Ortamda kişi sayma ve insan yoğunluğu hesaplama ve sosyal mesafe koruma sistemleri,
d)     Operasyonel önlemler
İklimlendirme ve mekanik sistemleri kullanan personellerin iyi eğitilmesi,
Uygun yapıdaki klima santrallerinin, %100 taze havalı çalışır şekilde ayarlanması ve çalıştırılması,
Otomasyon sistemi yazılımında (kurgusu bulunuyorsa) minimum taze hava set değerinin %100’e getirilmesi,
Dönüş havasında CO2 sensör özelliği bulunan santrallerin için CO2 set noktasını 300

PPM değerine düşürülmesi,

Havalandırmanın bina mesai saatinden en az 2 saat önce nominal hızda açılması,
Havalandırmanın bina mesai bitiminden en az 2 saat sonraya kadar da çalışacak şekilde ayarlanması,
Tuvaletlerin egzoz havalandırma sistemleri her zaman hafta sonu dahil 24 saat açık tutulması,
Rotorlu (entalpi tekerlekli) ısı geri kazanım hücresine sahip %100 klima santrallerinde

rotorlarda oluşan sızıntı ve yapışmasından dolayı belirli koşullar altında,  emiş havasındaki virüs partikülleri binaya tekrar girebilir. Varsa by-pass damperleri açılmalı yoksa rotor kısmı devre dışı bırakılmalıdır. (Alt resim, 6 nolu kısım)

Resim- Isı geri kazanım tamburlu klima santrali otomasyon ekran resmi

Bu önlemlerin yanında ASHREA, REHVA, EUROVENT gibi kuruluşlar yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı kılavuzlar işletmeler için oldukça faydalı bilgiler içermektedir.

 DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR!

UV-C Lambaların kullanımı

Covid-19 salgını ile mücadelede aşı çalışmaları kadar virüsün yok edilmesine yönelik farklı yöntemler de bilim dünyasının merceği altında. Günümüzdeki salgın da bu çalışmaların doğru yolda ilerleyip ilerlemediğini görmek için mükemmel bir zemin hazırlıyor.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de Ultraviyole-C ışınları sağlık ve gıda sektöründe, hastanelerin, sağlık ekipmanlarının ve tarım ürünlerinin bakteri ve virüslerden arındırılmasında kullanılan bir yöntem. Fakat bu ışınlar insan vücudu için cilt kanserine yol açabilecek kadar tehlikeli.

Ülkemizde Covid19’la mücadele anlamında tehlikesinden bir haber olacak şekilde UV-C uygulamaların yapıldığını piyasada görüyoruz. Ultraviyole- C ışınları gözlere zarar veriyor ve mutlaka polarize gözlük/plastik siperlik ile bakılması gerekiyor. Canlılarla ultraviyole ışınlarının ilişkisini tamamen kesmek gerekiyor. Ne bakmak ne de bulunduğu ortama girmemek gerekiyor. Ultraviyole lambasını herhangi bir açık ortamda, sokakta, evde, caddede, bahçede kullanmak çok riskli ve tehlikeli.

Her yere rastgele ultraviyole ışığı koyarak korona virüsten kurtulalım şeklinde bir uygulamanın kesinlikle yapılmaması lazım. Faydasından çok zararı olacaktır. Mikroorganizmalarla mücadelede faydalı olan “karışım havalı klima santrallerinde UV-C lamba” uygulamalarını ise şu şekilde belirtebilirim;

Resim- Klima santrallerinde UV-C uygulamaları

Özellikle ticari binalardaki iklimlendirme sistemlerinin virüsleri yayma bulunmaktadır. En riskli sistemler ise karışım havalı klima santralleridir. Bu ünitelerde içeriden alınan yarı kirlenmiş hava tekrar şartlandırılarak ortama gönderilir. Bu noktada havada hareket halinde bulunan virüslerin farklı mahallere dağılma riski artar.

Klima santralleri üzerine yerleştirilen birkaç adet UV-C lambalarla çok etkili bir dezenfeksiyon sağlanır. UV-C etkin şekilde yayılıp 15 dakika süre içerisinde ve belirli bir debideki hava içerisinde bulunan tüm mikroorganizma, bakteri ve virüsleri %99,9 oranında yok eder. UV-C ışınları çok zararlı etkilere sahip olduklarından bu uygulamalar tam ve doğru bir mühendislikle yapılmalı gerekli tüm teknik önlemler alınmalıdır. 

Mekanik sistemleriniz doğru mu çalışıyor?

Klima santrallerinin bakımları, klima santral ünitesinin sorunsuz, sessiz ve verimli çalışması, hem de hijyen açısından çok önemlidir. Bakımı yapılmayan klima santral ünitelerinin bulunduğu ortamda çalışan insanlar, sağlık açısından tehdit altındadır. Klima santrallerinizin, bakımı mutlaka yaptırılmalıdır. Bu şekilde işiniz ve sağlığınız için hayati önem taşıyan sisteminizin, sorunsuz ve sağlıklı bir şekilde çalışmaya devam etmesini sağlamış olursunuz. Eğitimli teknik personellerle ya da yetkili firmalarla periyodik bakım anlaşması yaparak hem temizlik hem de verimlilik artışı sağlayabilir, enerji tüketiminizde tasarruf sağlayabilirsiniz.

kirli hava filtrei Kirli yoğuşma drenaj hatları
Resim- Kirli hava filtreleri    Resim- Kirli yoğuşma drenaj hatları
Kirli serpantin yüzeyleri Ayarsız taze hava-karışım damper klapeleri
Resim- Kirli serpantin yüzeyleri Resim- Ayarsız taze hava-karışım damper klapeleri
 

Periyodik koruyucu bakımın sağladığı avantajları özetle aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:


  • Hijyen sağlar,
  • Cihazın ömrünü uzatır.
  • Sistemin arıza riskini azaltır.
  • Enerji sarfiyatını azaltır.
  • Tamir masraflarını azaltır.

Özetle;


  • Kişi önce kendisinden sorumludur, kendi bireysel farkındalığı ile önlemlerini almalıdır.
  • Yatırımcılar; özellikle temizlik, güvenlik, teknik ve mühendislik konusunda bünyesinde bulundurduğu personellerini eğitmeli, iş yaptırdığı sağlayıcıları da denetleyebilmelidir.
  • Bu konulara dikkat edilip, aklın ve bilimin yolundan ilerlendiğinde tabi ki istediğimiz her yere güvenle gidebiliriz.
  • İşletmeciler işinin uzmanı kişi ve firmalardan doğru hizmetleri almalı ve tüm riskleri minimuma indirmelidir

Sağlıklı günler dilerim.

Saygılarımla,

Burak BALKIN

İklimlendirme – Soğutma Teknikeri

 

Burak Balkın EVD Atalian

 

Burak BALKIN kimdir?                                                    

İlk,  orta ve lise öğrenimini Balıkesir’de tamamlayan Burak BALKIN,  2001 yılında Balıkesir Üniversitesi MYO İklimlendirme – Soğutma bölümünü ve akabinde 2013 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinde İşletme Yönetimi Lisans eğitimini tamamladı.

İDETEK Otomasyon ve Yönetim Hizmetleri A.Ş, EVD Enerji Yönetimi Danışmanlık Hizmetleri A.Ş ve ATALIAN Global Services A.Ş gibi grup firmalarında 15 yıl içerisinde birçok projede yönetici olarak görev alan BALKIN’ın uzmanlık alanları; bina otomasyonu, enerji izleme, enerji sistemleri, enerji yönetimi, yeşil binalar, tesis yönetimi ve enerji verimliliği arttırıcı proje uygulamalarıdır.

Meslek hayatı boyunca 123 projede aktif görev yapan BALKIN, bu alandaki tecrübesini;

BMS devreye alma (9 proje), BMS optimizasyon danışmanlığı (34 proje), ASHRAE Seviye II enerji denetimleri (15 proje), Mekanik Sistemler Denetimi (14 proje), Enerji Yönetimi Danışmanlığı (19 proje), LEED Sertifikasyonu kapsamında Commissioning Authority (CxA) olarak (2 proje) ve teslim alma danışmanlığı çerçevesinde T&C (Test & Commissioning) (2 proje) ile pekiştirmiştir.

Şu anda ATALIAN Global Services firmasında “Satış Müdürü” olarak görevine devam etmektedir.

 

KAYNAKLAR:

https://tr.euronews.com/2020/05/12/tarihteki-en-olumcul-salginlar-hangileriydi-neden-olustular-ve-nasil-sona-erdiler

https://www.dogrulukpayi.com/bulten/tarihteki-buyuk-salginlar

cevre-vesehircilik-bakanligi-kamu-kurumlari-icin-korona-v.-icin-hvac-kl…-1-20200416164302.pdf

ASHRAE Hava Yoluyla Bulaşan Hastalıklar Görüş Belgesi İklimlendirme Sistemleri Etkisi ve Öneriler.pdf

https://www.nytimes.com/2019/08/24/us/4-charged-holywood-hills-deaths-hurricane-irma-florida.html

Sample Handbook on Hygiene and Safety Measures,  Using Shopping Centers in Germany as an Example(German Council).pdf

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü -COVID-19_Rehberi 25032020.pdf

Kişisel mesleki birikimler ve ATALIAN Global Services bünyesindeki alt firmaların saha raporları





shape
teklif

Enerji Kimlik Belgesi Fiyat Teklifi Al!

title

Enerji Kimlik Belgenizi (EKB) hemen almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz!.

shape

Referanslar

title

shape