Suyun Hikâyesi - 1

Meslek hayatım boyunca iş planlaması ve planlamanın düzen içinde faaliyete geçirilmesi konusundaki başarımı; sistemli, çözüm ve sonuç odaklı çalışmama, yeniliklere her zaman açık olmama borçluyum. Edinmiş olduğum bilgi tecrübe ve deneyimlerimi, profesyonellik çerçevesinde bağlı bulunduğum şirketim ve ailemle sentezlerim. Şirket çıkarları doğrultusunda en iyiyi başarmak için 15 yıldır ATALIAN’da çalışmaktayım.

İşim gereği birçok farklı binada çeşitli görevlerde yer aldım. Binaların türleri; okul, banka, hastane, alışveriş merkezi, ofis, fabrikalar oldu. Ancak hiç doğrudan “doğal kaynak suyu” üzerinde çalışmamıştım. 2018’yılı son çeyreğinde Karabük Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin ısıtma, soğutma ve havalandırma (HVAC) otomasyonunu devreye alıyorduk. Karabük’teyken CEO’muz aradı ve bir projemizdeki SCADA sistemi konusunda iç kaynakla ilerlememizin mümkün olup olmayacağını sordu!

Projenin ne olduğunu ve detaylarını sordum; taahhüt bölümümüzün “finansal yüklenicisi olduğu bir doğal kaynak suyu iletim hattı” inşa işinde son aşamaya gelindiğini ancak SCADA (otomasyon) kısmında ciddi bir iş olduğunu, döviz krizi nedeniyle maliyetlerimiz de planlanandan farklı bir biçimde sapmalar olabileceğini ve işin dışarıdan bir firmaya yaptırılması yerine iç kaynak kullanılarak tarafımızca yapılabilme durumunu merak ettiğini belirtti.

Hemen taahhüt bölümümüzle iletişime geçtim. Detayları görüşmek üzere projenin Karabük’teki yöneticisi ile iletişime geçtim. Safranbolu’da kaldığım Köroğlu Konak Otel'de akşam yemeğinde bir araya geldik. Yazının içerisinde değinmeden geçemeyeceğim; orijinal Safranbolu evlerinden olan bu butik otel sessiz, sakin bir mahallenin içerisindeydi. Hastane projemiz boyunca bu otelde konakladım. Tamamen ahşap olan bu yapıda geçirdiğim süre boyunca çok kaliteli uyuduğumu, İstanbul’un ne kadar gürültülü ve kalitesiz bir ortama sahip olduğunu bir kez daha hissettim. Güler yüzlü personelin hazırladığı lezzetli kahvaltı sonrasında sabah yola çıktık.

Karabük’ten yaklaşık 35 km mesafedeki projemize doğru yola çıktık. Yol boyunca derin kanyonların içinden ve 10’dan fazla tünelden geçtik. İnanılmaz zor bir coğrafya olduğunu hemen anlıyorsunuz.

Yaklaşık 40 dakika sonra yolun solunda bir tabela göründü “Karabük Yortan İçme Suyu Projesi”…

Projenin detaylarıni dinledim..

Yaklaşık 800 metre yükseklikte bir noktadan doğal kaynak suyu çıkıyor. Buna “şimşir merkezi” adı veriliyor. Doğan suyu toplama boruları ile toplayıp 16 km ötedeki ilgili yerleşim yeri deposuna gönderiyoruz. Yortan kasabasında (eski adı Yortanpazarı) bir su depomuz var, buradaki pompa istasyonu ile suyu 274 metre ilerideki eski su deposuna da pompalayacağız. Sen bu hattaki su debilerini ölçecek, hatta kaçak var mı/yok mu sistemde görecek ve su depolarının seviyesine göre pompaları kumanda edeceksin Burak Bey, işin zor değil dediler..

İçimden bu kadar kolay olmayacağını geçirdim nedense.. , gittiğimiz sahalarda telefon hatlarının çekmemesi, özel GPRS modemler kullanarak ana istasyonla haberleşmek zorunda kaldığımızda yanılmadığımı anladım..

1. Bölüm Sonu